|
Yeni Platonculuk
Kapanışıyla birlikte İlk çağ Yunan felsefesi döneminin de devrini tamamladığı düşünülen,
Hıristiyanlığı beslediği kadar Hıristiyanlıktan da etkilenmiş olan, her ne kadar
kurucusu—adı İskenderiye Okulu’nun kurucusu olarak da geçen— Ammonios Sakkas sayılsa
da daha çok onun öğrencisi Plotinos ’un ana ilkesi “türüm” olan felsefe öğretisiyle
birebir anılan felsefe okulu.
Platon felsefesinin bir yandan Pythagoras ile Aristoteles felsefeleriyle, bir de Stoacı
öğretıler ile dönemin dinsel inançlarıyla (özellikle doğu dinleri ile
Hıristiyanlık) harmanlanmasıyla ortaya çıkan, en önemli temsilcileri Plotinos’tan
başka Porphyrios, Iamblikhos ve Proklos olan, M.S. III. yüzyılda ortaya çıkıp üç
yüzyıl kadar süren düşünce hareketi.
Yeni Platonculuk terimi bir yanıyla daha çok çoktanrıcılığın (paganizm) evrenin
engin, mantıksal olarak tutarlı bir imgesini ve insanın ondaki yerini kurgulayarak,
insanın kurtuluşa nasıl ulaşacağını açıklayarak insanın bütün tinsel arzularını
doyuracak kapsamlı bir dizge üretme yolundaki en son çabasına ifade etmektedir.
Bunun yanında, “Yeni Platonculuk” deyişinin modern bir terim olduğunu da belirtmek
gerekmektedir. Yeni Platoncu olduğunu söylediğimiz kişilerin yalnızca Platoncu
oldukları da söylenebilir. Bu savın geçerli olup olmadığı ya da Yeni Platonculuğun
özgün Platonculuktan kökten ayrı olup olmadığı tartışmalıdır. Sözgelimi, kimi
yorumculara göre Yeni Platonculuk “yeni” bir şey söylememektedir; dahası “gizemciliğe
bürünmüş Platonculuk”tan öte bir anlamı ya da değeri de yoktur.
Gelgelelim, şu ya da bu biçimde, her durumda Yeni Platoncuğun ilk felsefece düşüncelerle
Platonculuğu birleştirmede başarılı olduğu söylenebilir. Ama simya ve büyü
pratikleri dahil olmak üzere Eski Yunan’ın ve Doğu’nun çoktanrıcılığının pek
çok inancı, söyleni, kuttöreni ve tapıncı onun içine sızmış, geleneksel
yaradancılık ile popüler dinler dahi onda kendilerine yer bulabilmişlerdir.
Felsefe tarihçilerinin çoğunun
gözünde Yeni Platonculuk üç döneme ayrılmaktadır. Birinci dönem Plotinos ’un
kurduğu ve daha sonra tilmizlerince yaşatılan okuldur. Plotinos, evrenin, Platon ’ un
Parmenides diyalogundan esinlenerek, tek, her zaman her yerde olan, aşkın bir iyi’nin
ışığının yansıması olduğunu düşünmüştür. Bir, yani Tanrı, idealar dünyasını
yaratmış, idealar dünyası da kimi bedenli kimi bedensiz ruhların oluşmasına yol açmıştır.
Bu yaklaşım üçlü bir gerçeklik tasarımını içermektedir Bir, Us, Ruh ya da Tin.
Her biri bir öncekinin yansıması ile oluşmuş bir görünümdür, bu nedenle her şey
kendi kendine düşünen ve varolan tek gerçek varlık Bir’e benzemekte, ondan gelmekte
ve ona dönmektedir. Bu öğretiye göre en üstte her şeyin nedeni ve denetleyicisi Bir
bulunmaktadır. Onun altındaki Us kendinde bütün her şeyin ideasını ya da
tasarımını taşır ve her şeyi düzenler. Tin ise zamanı oluşturur ve ideaları
ussal ilkeler olarak içine alır. Özdek (madde) ise Tin’in kendini olumsuzlayarak dışa
vurmasıdır, bu nedenle en aşağı varlık ulamı özdektir.
Yeni Platonculuk’un ikinci dönemi ise harekete Aristotelesçi öğeler katan Porphyrios’un
tilmizi Iamblikhos ile Aidesios ’un kurduğu Suriye Okulu dönemidir. Iamblikhos’un öğretisine
göre felsefece akıl yürütme ile aydınlanışın en yüksek düzeyine ulaşmak
olanaklı değildi, ayrıca felsefece bir tür “sihir”in yardımı gerekmekteydi.
Iamblikhos Plotinos’un felsefesindeki boşlukları doldurmak adına Plotinos dizgesine
skolastik öğretiye bağlı kalarak kutsal üçlemeyi sokmuştur. Ayrıca eski
tanrıları da bu dizgeye yerleştirmeyi denemiştir.
Kurucusu tam olarak belli
olmamakla beraber Iamblikhos’un tilmizlerince kurulmuş olması olası Atina Okulu ise
Yeni Platonculuk’un üçüncü dönemini
oluşturmaktadır. Okul pek fazla yapıtı günümüze kalmayan Syrianos ’a özel bir
önem vermiştir. Okulun yapıtları günümüze kalanlar arasında en önemli
temsilcileri Proklos ile Damaskios ’tur. Proklos Tanrıbilimin Öğeleri ile Platon’un,
Tanrı bilimi adlı çalışmalarında kapsamlı ve dizgeli bir Yeni Platonculuk örneği
sunar. Yazılarında Yeni Platonculuğa içsel olan bazı temel kavramları irdeleyip
bunları açıklar. Proklos her şeyi Bir’den türetse de, bütün gerçekliği, aynı
zamanda Bir’ de bulunan, “sınırlı” ile “sınırsız”dan türetir. Bir’in
yanısıra, Bir’i izleyen Birlerin varolduğunu varsayar. Kapanana kadar Okul’un
başkanlığını yapan Damaskios, bütün Yeni Platonculukta varlığını gizli bir biçimde
sürdüren “ussal bilgi yalnızca parabolik olduğundan gerçekliğin hiçbir boyutu ulaşılabilir
değildir” savının en üst noktasını temsil eder.
Atina Okulu, Iamblikhos ’un dizgesini geliştirmiş, yeni varlık katmanları eklemiş;
ne var ki, onun önerdiği iki Bir görüşünü reddetmiştir. Okulun gerçekliği
dizgeleştirme, kavramları nesnelleştirme çabaları sonraki düşünürleri, özellikle
de Hegel’i etkilemiştir.
Felsefe Sözlüğü, A.Baki Güçlü; Erkan Uzun; Serkan Uzun; Ü.Hüsrev Yoksal-Bilim ve
Sanat Yayınları
|
|