|
|
|
|
İDEALİZM
(İng. idealizm; Fr. idéalizme, Alm. idealismus, es. t. mefkürecilik, iftikâıiyye]
Felsefede, en geniş anlamıyla, tinsel güçlerin evrendeki tüm süreçleri ya da olup
bitenleri belirlediğini savlayan tüm Felsefe öğretilerini içerecek biçimde kullanılan
"idealizm" terimi, varolan her şeyi "düşünce"ye bağlayıp ondan türeten;
düşünce dışında nesnel bir gerçekliğin varolduğunu, başka bir deyişle düşünceden
bağımsız bir varlığın ya da maddenin (maddî gerçekliğin) bulunduğunu yadsıyan
felsefe akımını niteler. y
Felsefede tüm varlığı düşünceye indirgeyen bir öğreti; gerçekliğin maddî
güçlerden değil de idealardan (fikirlerden, düşüncelerden, kavramlardan, tasarımlardan
vb.) ya da bunları kuran uslardan, zihinlerden, benlerden vb. oluştuğunu öne süren
bir kuram; varlığın gerçekte fıziksel bir nitelik taşımadığım dillendiren bir
duruş; her türden maddî varlığın tinsel ya da zihinsel bir temele
indirgenebileceğini savunan bir görüş olarak "idealizm", varlığın düşünceden
bağımsız olarak varolduğunu kabul eden "gerçekçilik",
"maddecilik" ve "doğalcılık" felsefe anlayışlarının tam karşı
kutbunda yer almaktadır.
Felsefece düşünmenin tarihinde pek çok türü bulunmakla birlikte idealizm genel
olarak ilkin ikiye ayrılır: Bir yanda, varlığı bireyin düşüncesine bağlayıp
ondan türeten, gerçekliği öznenin zihinsel içeriklerine indirgeyen öznel idealizm;
öte yanda, varlığı en geniş anlamıyla "düşünce"ye, tinsel bir varlığa
ya da tanrısal bir usa, başka bir deyişle maddî olmayan bir töze ya da ilkeye bağlayıp
bundan türeten, gerçekliğin özneden bağımsız nesnel idealardan oluştuğunu savunan
nesnel idealizm. Yine metafızik ya da bilgikuramsal yaklaşımı odağa koyması
bakımından iki ana idealizm anlayışından söz açılabilir: Bir yanda, metafiziği
remel alıp gerçeği idealara dayandıran, gerçekliğin özünü birer "görünüş"
olarak gördüğü nesneler dünyasında değil de maddî olmayan varlıkta arayan
metafizik idealizm; öte yanda, bilgi edinme sürecinde özneyi nesne karşısında
belirleyici sayan, "nesneyi özneye, bilineni bilene bağli kılan", insan
zihninin yalnızca tinsel olanı kavrayabileceğini öne süren bilgikuramsal idealizm.
Idealizmin neliğini, felsefe tarihi içinde nasıl biçimlendiğini ve nereye
oturtulması gerektiğini kavramak için yürünebilecek en iyi yol, kimi filozoflarca
"ilk felsefe" olarak adlandırılıp felsefeyle bir tutulan, kimilerince de
felsefenin omurgasını oluşturduğu düşünülen metafıziğin tam ortasından geçmektedir.
Bu bağlamda, bir bütün olarak gerçekliğin doğasıyla ilgilenen metafızik
araştırmaların çok büyük bir bölümünün Eelsefe tarihi boyunca üç ana
gerçeklik tasarımı doğrultusunda, dolayısıyla da üç ana metafizik düşünme kipi
çevresinde kümelendikleri görülmektedir.
Bunlar en yalın anlamlarıyla şu biçimde sıralanabilirler:
(ı) zihin ya da bilinç temelli metafizik;
(ıı) madde ya da fiziksel varlık temelli metafizik;
(ııı) hem zihni hem de maddeyi aşan en yüksek varlık temelli metafizik.
Bu metafizik düşünme üçlemesi, felsefe tarihinde İdealizm, Maddecilik ve
Aşkıncılık diye anılan üç ana metafızik düşünce okulunun ana öğretilerinin
oluşumuna da kaynaklık etmeleri bakımından ayrıca önemlidir. Felsefede İdealizm, dünyanın
temellendirilmesinde en önemli görevin, bilince ya da maddi olmayan zihne yönelik bir
gerçeklik kuramı geliştirmek olduğu düşüncesi üstüne kurulmuştur. İdealizm
anlayışının temelleri ilkin Platon'un "Idealar Dünyası Kuramı" yla
atılmış olmakla birlikte, daha sonra çeşitli Fılozoflarca ussal düşünceye
yönelik olarak sunulan metafızik savunularla iyiden iyiye güçlendirilmiştir. Buna
karşı metafizikte idealizm, bütün fıziksel nesnelerin bütünüyle zihne bağımlı
olduğu, onların bilincinde olan bir zihin olmaksızın metafızik anlamda hiçbir varlıkları
olmadığı anlayışına karşılık gelmektedir. Bir başka deyişle, metafızik
idealizme göre gerçeklik her durumda zihne bağımlı olduğu için gerçekliğin gerçek
bilgisi ancak tinsel bir bilinç kaynağına başvurularak elde edilebilirdir. Buna
karşı, idealizm ile taban tabana zıt bir konuma yerleştirilip temellendirilen
Maddecilik, zihnin ya da bilincin bütün bütün fiziksel öğeler ile süreçlere
indirgenebileceğini savunmaktadır.
Felsefede maddecilik, bütün varlığın maddeyle, maddenin bir yüklemi ya da etkisiyle
açıklanıp temellendirilebilir olduğu anlayışı üstüne kurulmuştur. Maddeciliğin
ana öğretisine göre, kendisi dışında ya da kendisinin ötesinde bir başka varlık
bulunmayan madde enson anlamda gerçekliktir. Bu yüzden idealizmin savunduğu gibi bilinç
görüngüsü maddi olmayan kaynaklara gidilerek değil, ancak sinir sistemindeki
birtakım fızyo-kimyasal süreçlere odaklanmak yoluyla açıklanabilirdir. Metafizikte
maddecilik, açıkça görülebileceği gibi, her durumda zihnin üstünlüğünü ve
önceliğini savunan, buna karşı maddeyi zihnin bir yansıtımı ya da bilinç yaşantısında
gerçekleşen nesnelleştirmenin sonucu olarak gören idealizmin karşısavıdır.
Dolayısıyla metafizik maddecilikte, fıziksel nesneler ile bunların birbirleri
arasındaki değişik ilişkilerinden meydana gelen dünya bütünüyle zihinden bağımsızdır.
Metafizikte, bütün gerçekliği tek bir maddesel tözden türeten sonuna dek
götürülmüş saltıkçı maddecilik çoğunlukla "maddeci bircilik" diye
adlandırılmaktadır. |
|
|
|
|