|
RÖNESANS FELSEFESİ
Avrupa’da XV ve XVI. Yüzyılda yaşanan rönesans hareketinin düşüncesine, bu
dönemin felsefe anlayışı.
Rönesans felsefesine damgasını vuran akım, hiç kuşku yok ki, hümanizm olmuştur. Bu
dönem felsefesi, insan merkezli bir felsefedir.
Rönesansın, insanüstü olana ya da yalnızca doğal olana karşı, insani boyutu ön
plana çıkartan felsefesi, doğal olarak, insan bilgisiyle ilgili problemleri göz ardı
ettiği ve mutlak bir gerçekliğin mutlak bir bilgisine sahip olma varsayımının,
insanın aktüel bilgisine hiçbir katkı sağlamadığı düşünülen mutlakçılığa;
insanın bilişsel faaliyetlerdeki etkinliğini gözden kaçırdığına, ve bütün bir
doğayı, doğanın daha aşağı parçaları aracılığıyla tanımladığına inanılan
doğalcılığa, kısacası geçmişin metafiziğiyle doğa bilimlerini belirleyen
insansızlaştırma ve kişiliksizleştirme sürecine karşı tavır almıştır.
Rönesans felsefesi, epistemoloji ve mantık alanında ise, bilmenin psikolojik yönlerini
ve arzu, istek, duygu, amaç ve yönelimlerle kişiliğin düşünce süreçleri
üzerindeki etkisini dikkate almayan rasyonalist bir bilgi anlayışına ve klasik
mantığa karşı çıkmış ve pozitif, empirist bir bilgi anlayışı ve yeni bir
mantık geliştirmiştir. Bu dönemde, a priori felsefelerin zorunlu düşünce doğruları,
insanın bilgiye ulaşma sürecindeki somut başarılarıyla doğrulanan postülalara
dönmüştür. Zorunlu doğru düşüncesi ortadan kalkarken, doğruluk insan düşüncesinin
bilgilenme sürecindeki başarısına işaret eden arzu edilir bir değer olup çıkmıştır.
Rönesans felsefesinde teori ve pratik arasındaki mutlak antitez yok olup giderken,
doğruluk ve yanlışlık mutlak olmayıp, bilginin sonu gelmeyen ilerlemesine bağlı ve
göreli olan değerler olarak anlaşılmıştır.
Bilgi teorisi bakımından empirist bir bakış açısı sergileyen Rönesans
felsefesinde, insan zihni, yalnızca dış dünyadan gelen izlenimlerin pasif bir alıcısı
olarak görülmemiş, zihnin etkinliğini vurgulayan aktivizm, iradecilik, personalizm ve
bireycilikle birleşmiştir.
KISACA; bireyselliğin, yaşanan dünyaya önem vermenin, demokrasinin, bilimin, din
yerine aklı öne almanın yeniden canlandırılmasıdır.
AYRICA ORTAÇAĞ'IN dindarlığına, metafiziğine, bireyselliği yok etmeyi amaçlayan Hıristiyan
ahlâkına ve felsefesine tepkidir.
Döneme Damga Vuran İsimler: Machiavelli, Bodin, Kopernik, F. Bacon.
|
|