2_ustbaner_beyaz copy.jpg (28195 bytes)

:: anasayfa künye  e-form  :: 

Tarihte Felsefe
armenu.gif (114 bytes) Ilkçag Felsefesi
armenu.gif (114 bytes)Rönesans Felsefesi
armenu.gif (114 bytes) Hellenistik Felsefe
armenu.gif (114 bytes) Ortaçag Felsefesi
armenu.gif (114 bytes) 20. yüzyil Felsefesi

Akimlar
armenu.gif (114 bytes) Bilgi Felsefesi
armenu.gif (114 bytes) Din Felsefesi
armenu.gif (114 bytes) Idealizim
armenu.gif (114 bytes) Kuskuculuk
armenu.gif (114 bytes) Devlet Felsefesi
armenu.gif (114 bytes) Yeni Platonculuk
armenu.gif (114 bytes) Sezgicilik

Filozoflar
armenu.gif (114 bytes) Aristoteles
armenu.gif (114 bytes) Demokritos
armenu.gif (114 bytes) Descartes
armenu.gif (114 bytes) El Kindi
armenu.gif (114 bytes) Farabi
armenu.gif (114 bytes) Herakleitos
armenu.gif (114 bytes) Platon
armenu.gif (114 bytes) Sokrates
Linkler
armenu.gif (114 bytes)Yasin YÜZBASI
armenu.gif (114 bytes) E- Form
armenu.gif (114 bytes) Felsefe Sözlügü
armenu.gif (114 bytes) TFK
Untitled-1 copy.jpg (11837 bytes)

 

A. Felsefe ve dinin tanımı:

a) Felsefenin tanımı: Kavram olarak felsefe üzerinde birçok felsefecinin birleştiği tek bir tanımı bulmak oldukça zordur. Felsefe aslında akla dayalı bir çaba olarak bir anlamda ‘mytos’tan’ ‘logos’a’ geçiştir. İnsanın doğası, doğal yaşantısı ve bunlara bağlı güçlükler, problemler ve sorular felsefi düşüncenin kaynağını oluşturur. Felsefe bilgeliktir, bilgiyi elde etmeye çalışmaktır. İlk filozoflar olarak bildiğimiz Thales, Aneximandros ve Aneximenes “sophoi” olarak adlandırılıyordu. Sophia-zorlukları, problemleri aşacak yetenekte olma,el sanatları, politikada zeki, becerikli olan anlamındadır. Bu yeteneklere sahip kişilere de “sophos” denmektedir.

Philosophos deyimini ilk önce Heraklitos(M.Ö 544-484) bazı felsefecilere göre ise Pythagoras(M.Ö 370-494) kullanmıştır. Sokrates(M.Ö470-399) ve esas olarak Platon (M.Ö 427-347) sözcüğün (sophos) ilk bölümüne ağırlık veren filozoflardır. Felsefe aynı zamanda bilimdir de. Hatta bilimlerin bilimidir. Aristoteles(M.Ö384-322) felsefeden bilimi anlamaktadır. Aristotales’in anlayışına göre ilk felsefe bilimlere temel teşkil eden “varlık” kavramıdır. Felsefe o zamana göre varlığı inceleyen bir bilimdir. Platon’da ise bilim “gerçek varlık” “idealar” anlamındadır.

Felsefe hem teori hem de pratiğin kesin bilgisidir. Çevremizde olup bitenlere bir anlamda hayret etmektir. Soru sormaktır. Şüphe etmektir. Araştırmaktır. Gerçeklendirme ve temellendirmedir. Eleştirel bir tepkidir. Yani bir anlamda doğruyu yanlıştan ayırma işlemidir.

Felsefe öğretilmez yapılır. Filozof genellikle varolandan- dış dünyada, düşünmede, dilde neyi anlıyorsa, felsefesini de ona göre kurmaktadır. Filozof “Felsefe nedir? Felsefe kavramı nedir? diye açık seçik olarak sormasa bile, işbaşında bu soruya, bir var olan olarak felsefenin ne olduğu sorusuna bir cevap arama çabasına girecektir.

Terim anlamı açısından en genel şekliyle felsefe, varlık, bilgi ve değer alanlarıyla ilgili sorunları, akılca ve eleştirel bir tarzda değerlendirmek bu sayede maddi evreni anlamlandırmak ve buradaki kendi var oluşunu, kim ve ne olduğunu açıklamaya çalışmaktır.

Bu çabayı evrensel bir açıklama haline getiren nokta, evreni bir bütün olarak incelemeye çalışması ve bunu fikri bir sistematiklik çerçevesinde yapmasıdır. Bunun için olsa gerek ki felsefe hiç kesintiye uğramayan bir bilgi dalı, bir insan etkinliği olarak görülmekte ve düşünceler serüveni olarak tanımlanmaktadır(Whitehead)

(Niçin Felsefe-Lokman Çilingir- Elis- 142 sayfa/ Felsefeyi anlamak, felsefe ile anlamak-Betül Çotuksöken-Inkilap-311 sayfa/ Felsefi düşünceye çağrı –Mevlüt Uyanık – Elis-300 sayfa)

b) Dinin tanımı: Dinlerin çok fazla sayıda olması dinin net bir tanımını da oldukça güçleştirmektedir. Çünkü “din” kelimesi bile bir Müslüman ile bir Budist’in aklında farklı bir biçimde şekillenmektedir. Bir psikoloğa göre din yaşanan bir tecrübedir. Bir sosyoloğa göre ise toplumsal bir kurumdur; bir kelamcı ise dini akılla savunulabilen bir sistem olarak görmektedir. Özellikle kitaplı dinler dediğimiz üç büyükler yani Yahudilik, Hristiyanlık ve İslam inançlarına bakarak dini kişisel ve toplumsal yanı olan, fikir ve uygulama açısından sistemleşmiş, inananına belli bir yaşam tarzı ve dünya görüşü veren ve bunların etrafında toplayan bir kurumdur şeklinde tanımlayabiliriz..